Sevmiyordum.... hayır aslında
neyi sevip sevmeyeceğimi bilmiyordum. Hiç sorgulamamıştım ki hayatı,
yaptıklarımı. Öyle gelmiş öyle giderdi hayat! Öylesine....
Hiç mi fark etmemiştim? Hiç mi
sorgulamamışım. Belli belirsiz bir isyanla ….. 1999 yılından sonra….
1999 yılı…. Hayatımın dönüm
noktalarından biri! Belki de en büyüğü…. Büyük bir dönüm noktası… Neyse buraya
dalmamayım! Derin…. Çok derin…. Bende kalsın….
Bir istasyon belirdi içimde 1999
yılının serin bir yaz akşamında… Belki de yıllarca biriktirdiğim ama
biriktirdiğimin farkında bile olmadan biriktirdiğim ordan oraya….
1999…. 17 Ağustos 1999 depremi önce
benim hayatıma vurdu!...............................................................
Derin, dedim, bende kalsın dedim ama yine oraya döndüm. Kalemim dinlemiyor,
benden ayrı bambaşka bir alemden çıkıp gelen başka bir ben yazıyor sanki. Ama…….
Dur….. şimdi değil! Belki sonra! Depremimi yazmaya başlarsam darmadağın olmuş
hayatımı….. Paylaşmaya daha hazır değilim!
Hadi istasyona dönelim… Hani şu
içi huzursuz ama ne yapacağını bilmeyen. Ordan oraya savrulan. Hiç
sorgulamayan. Çok enteresan geliyro şimdi bunlar. Yavan, tatsız, heyecansız….
Ot gibi yaşamışım!
Her gecenin sabahında off yine
bir gün diyerek uyanmak, gergin, endişeli, şaşkın ama bir o kadarda bilmiş ve
alışmış! Seçeneğin ve seçimin kelime anlamını bilmeden adeta. Seçimsiz ve
seçeneksiz geçen hayatlar…
.
1999 depremimnden sonra sorgulamalarım
başladı! Belki de ortaya çıkmaya başladılar. Evet bud aha doğru oldu. “Niye
ben?” dedim önce… Niye aksilikler hep beni buluyordu! Yağmur bulutlarının
sadece benim tepemde dolaştıklarına da inanıyordum. Gerçekten de üst üste
geliyordu tüm aksilikler. Biri bitmeden biri yanan sigara gibi. Dumanı
ciğerimde noktalar bırakan delgeçler gibi aksilikler….
Başkalarının hazırlamış olduğu
notlarla hayatı geçmeye çalışmışım!
Niye? , niye?, neden ben?,…… diye
bağrınıp dururken ortalıkta, bu notları sadece ezberlediğimi ve aslında hiç
anlamadığımı uzunca bir sure fark edememişim.
“Yalan olduğunu bilsen dahi
inanacaksın insan oğluna,
yani dinleyeceksin onu,
niçin yalan söylediğini anlamaya
çalışacaksın.
Bazen yalan, insanın özünü
gerçeklerden daha çok açığa vurur.” Maksim Gorki
0 yorum:
Yorum Gönder