Mutsuzdum!
Gerçekten mutsuzdum. Evet nefes alıyordum, yaşıyordum güya… İçten içe
aslında yaşamadığımı bilerek ama nasıl yaşayacağıma dair hiçbir fikrim olmadan
yaşıyordum. Ne istediğimi bilmeden, kim olduğumu bilmeden… kendine
yabancı…. Kapana kısılmış, sesi yok,
gözü yok…. Kendi yok….. YOKtum!
Varlığını bilmeden yaşadığım her an YOKluğumu bana anlatıyormuş meğer ama
bilmediğim bir dildeydi anlatılanlar, nasıl anlayabilirdim ki! Kendimle
iletişim dilimi bilmiyordum ki!
İçime sığmayan bir şeyler! Kah iyi hissederken kah boğuluyormuşum hissi.
Çaresizlik, isyan, kızgınlık, suçlamalar… “Niye ben!”, “Niye her şey BENİM
başıma geliyor!” Sonra bir durgunluk, kabulleniş… tamam, iyi işte.. Hayat bu
diye bir iç çekiş. “Her günümde hep iyi mi olacak!”, “Aman sağlığım(ız) yerinde”,
………. tesellileri!
Böyle gelmiş böyle mi gider?
Elbet bir gün bir güne uymuyor! İnsan denen varlık öyle bir şey ki,
rutininde yaşarken ne olursa olsun, bir türlü o rutinden çıkmak istemiyor.
Şimdi desem ki size; “saatinizi her zaman taktığınız kolunuzdan çıkartın ve
diğer kolunuza takın ve bir tam gün hiç çıkarmayın”. Bakın neler olacak! Deneyin! İşte bende kendi
rutinimde “hayat bu” diye diye, her gün aynı koluma taktığım saatimle yaşayıp
gidiyordum.
Bir yanım hayır derken diğer yanım evet diyordu yaşamaya! Yaşamak! Yaşama
sevinci diye dua ettim o zamanlar! Her şey yolundayken bile sinsice içimi
rahatsız eden o iç huzursuzluğunun her anında (yani sürekli) “Allahım yaşama
sevinci istiyorum!” diye haykırdım sessizce! Sevinci bir kenara bıraktım, YAŞAM
neydi onu bile bilmeden. Ne uzaktı bana “gerçekten” yaşamak! Sabah büyük bir sevinçle
uyanmak ve gece uyumak istememek! Aldığım her nefesin hakkını vererek hem de!
Derin bir nefesle yaşamı içine çekmek, olduğu gibi ve verirken de tüm engelleri
serbest bırakarak hafiflemek! Ne çok istemişim!
“Gerçekten ne istiyordum?
1 yorum:
çok güzel ya,bulunca anlat bende istiyorum yaşamayı..
Yorum Gönder