“Evet, benimde kendim hakkında bir sürü düşüncem var,
kimi olumlu kimi olumsuz, tabi bana göre olumlu-olumsuz … Olumlu olumsuz diye dillendirince aklıma hemen olumlu
olumsuz ne Betül? diye bir soru geliverdi! (Bir süre sonra insan dulaiteden
çıkmaya başlıyor!)
Olumlu ne, olumsuz ne sahi?! Olumlu dediğim şey işime gelen şey, olumsuz dediğim ise işime gelmeyen şey! olmasın sakın! Evet evet öyle… Ya da kendimizi iyi hissettiğimiz şeyi olumlu, kendimizi iyi hissetmediğimiz şeyi ise olumsuz olarak mı etiketliyiveriyoruz hemencecik! Damgayı yiyiyor DANK diye… Bu olumlu, bu olumsuz, bu iyi bu kötü, bu olur, bu olmaz….. liste uzun…. Ömür yetmez yazmaya…..
Bu etiketler ne? KiM olduğuma dair düşüncelerim! (mi?)… Sadece düşünceler, etiketli düşünceler… Hahhh haaa, düşünsenize bir düşüncenin üzerinde etiket var ve şu yazıyor:” Bu ürün Betül!ün beyni tarafından üretilmiştir. Made in Betül” ! Diyelim ki ürünün adı anne olsun, elbette etiketi var! Anne ürününün her zerresinde anne olmakla ilgili binlerce milyarlarca bilgi var! Ya da eş etiketini düşünelim, büyük bir pelerin olsun mesela! Kumaşı ne cins, hangi renk, boyutu,…. Veeee en önemlisi kullanım koşulları var! Evveeet, her etiketin sahip olduğu ürünün kullanım koşulları farklı farklı… Hepsi ayrı, aman dikkat! Elektrikli bir ürünü çamaşır makinasında yıkamaya kalkamazsınız mesela…
Kendime dair bir sürü etiketim var ve her etikette de ürünüme ait yazılar! Peki tüm bunlar benim KİM olduğumun cevabımı? HAYIR… (Bana göre tabi) Ya sizin cevabınız ne?
Peki ben kimim, gercekten? Bir sürü cevap var ama gerçekten de hiçbirisi tam olarak cevap değil gibi! Hep şunu söylerim bu sorunun ardından: “Ben hem hiçim, hem de herşeyim!” (Nasıl yani?) Ve şimdi daha bir güzel geldi söylemek: "BEN HEM HİÇİM, HEM DE HER ŞEYİM!" (Birazdan beni daha iyi anlayacaksınız. Hadi okumaya devam..)
“Ben Kimim?” sorusu bir yolculuk…. Ne zaman kendime “Ben Kimim?” sorusunu sorsam ne aradığımı, ne istediğimi sorgularken buluyorum kendimi! O sorgulamalarda ömür boyu sürecek olan bir yolculuğa götürüyor beni! O yolculuk öyle bir yolculuk ki kimi gün derinde, kimi gün havada, kimi gün dağda, kimi gün karanlıkta, kimi gün güneşin yanında…. Ama bu yolculuktaki en güzel şey kendimle her yeni tanışmamda ya da kendime dair her tanımadığım BENle karşılaştığımda hayatın ne denli basit olduğunu fark etmem! Basit ama öyle bi şey var ki anlatması kolay değil! Belki şu istiridye hikayesi bir parça açıklayabilir:
"Bir istiridye komşu istiridyeye dedi
ki:"İçimde büyük bir sancı var. Ağır ve yuvarlak; ve bana çok ıstırap
veriyor."Öbür istiridye tepeden bakar bir hoşnutlukla yanıtladı:"Göğe
ve denizlere şükürler olsun ki benim içimde hiç bir sancı yok. İçimde her şey
iyi ve tamam.” O sırada oradan geçmekte olan bir yengeç iki istiridyenin
konuşmasını duydu içinde ve dışında herşey tamam olan istiridyeye şöyle
dedi:"Evet, iyi ve tamamsın; ama komşunun taşıdığı sancı gerçekte son
derece güzel bir inci." HALİL CİBRAN"
İçinizde sancınız var mı?
İçinizde her şey iyi ve tamam mı?
Sizin inciniz (incileriniz) var mı?
Sen Kimsin?
“ÖZ” ünüzü fark etmeye ne kadar hazırsınız?
Hadi o zaman!
Hadi o zaman!
0 yorum:
Yorum Gönder