MUTLULUK EVİ

26 Temmuz 2013

11 Şubat 2001 , günlerden Pazar, saat 00:30….. Kızıma yazdığım mektuplardan biri…. 

“Canım kızım, bugün odana “mutluluk evi” yaptık……..Günler öyle çabuk geçiyor ki bebeğim. Zamana yetişmek zor. Sana yazmayalı bir ay geçmiş… Çok sık İzmir’e gidiyorum, çok yoruldum ama doktoramın bir an evvel bitmesi için bu şart. İzmir’den dönerken yol bitmiyor, sanki uçarak geliyorum yanına. Öyle özlüyorum ki seni canım kızım…….. İkimizde daha iyiyiz. Mutlu olmaktan başka iyi bir yol yok ki! Aslında için için çok kızgınım ama her şeyi oluruna bıraktım artık…..

24 Kasım 2004, günlerden Çarşamba, saat 23:53….. Bir diğer mektup.... 

“Canım kızım, evet tam 2 yıl geçivermiş! İNANILMAZ! Zaman  nasıl geçiyor hızla! Yetişmek imkansız! Bir sürü şey oldu. Hem de önemli şeyler. Bir kere DOKTORAYI bitirdimm! Sen ilkokula başladın!..... Evet kızım doktorayı bitireli yaklaşık 1 yıl oldu! İnanılmaz bir irade savaşıydı! Son 2-3 ayını hatırlamak bile istemiyorum….. Artık geceleri uyuyorum.  Son 6 ay nerdeyse hiç uyumadım…. Sürekli İzmir’e gittim, geldim… İçim rahat! Günlük gidip geldim İzmir’e.. Her akşam kitabını okuyup seni öpe koklaya uyuttuktan sonra başladım çalışmaya sabahlara değin. Sonra sabah 5 otobüsüyle İzmir’e… Otobüs koltuğuna oturur oturmaz anında uyuyup kalıyordum! Ve işte bitti! Bundan sonrası çok daha iyi olacak!”

Kitaplarımın arasında ajanda bir deftere yazmışım.. Kızıma.. Yaşadıklarımızı yazmışım… Hepsini burda paylaşamadım.. Paylaşmaya cesaret edebildiklerim bunlar! Şu an hem yıllar önce yazdıklarımı okuyup hem bir yandan yazarken gözyaşlarıma engel olamıyorum…

Ve aklıma çok sevdiğim ve eğitimlerimde söylediğim birkaç cümle geldi: “HAZIR OLUN YA DA OLMAYIN, BİR GÜN SONA GELECEKSİNİZ! O GÜN GELDİĞİNDE ……………………………………………………….HİÇ BİR ÖNEMİ KALMAYACAK….
ÖYLEYSE ÖNEMLİ OLAN NEDİR?
YAŞADIĞIMIZ GÜNLERİN DEĞERİ NEYLE ÖLÇÜLÜR?”

Kalemim benden ayrı yazıyor, engel koymuyorum... Bıraktım.... Sadece yazıyorum.....

Anladım  ki, insanın her yaşadığı şeyin bir sebebi var. Geçmiş bizi şimdiki anda geleceğe hazırlıyor! Ama biz geçmişe ve geleceğe öyle takılı yaşıyoruz ki anı, anda yaşayamıyoruz! Tam 12 yıl önce yazdıklarımı okuyunca yaşadığım her şeyin ve tanıştığım her insanın bana ne çok şey kattığını hissettim. Çok kolay değildi.. Taa ki olanı gerçekten görmeyi, duymayı, yaşamayı ve hissetmeyi öğrenmeye başlayana kadar! Sanırım bu yolculukta önemli olan bu: “Olanı GERÇEKTEN GÖRMEK, DUYMAK, YAŞAMAK, HİSSETMEK…” Artık kendimi kendimle kandırmıyorum! Ne çok kandırmışım kendimi… Baksanıza “Mutluluk Evi” yapmışım kızımın odasına! Ne çok aramışım mutluluğu….. Oysa ki mutluluk korkularınla dost olmak, kendine bir şans vermeye her zaman istekli olmak, inandıklarım ve yapmak istediklerim arasındaki mesafenin aslında olmadığını bilmekmiş, kendin olmakmış, kendine dürüst olmakmış, hayatla uyum içinde yaşamakmış………! Mutluluk hayatın mevsimler gibi olduğunu kışın ardında yazın, yazın ardından kışın geldiğini görmekmiş… Mutluluk her kışın arkasında çiçek açan bir ağacın verdiği yaz müjdesiymiş….. Mutluluk endişelerinle oyun oynamayı öğrenebilmekmiş! Mutluluk öyle mutluluk evi yaparak olmuyormuş yani! 



“Mutlu olmaktan başka bir yol yok ki..”……. Seçeneksizliği kabul ediyormuşum o zamanlar! Halbuki mutsuz olma gibi bir yolumda vardı; ki uzunca bir süre “Mutlu olmaktan başka bir yol yok ki…” derken gerçekte ne çok mutsuzmuşum. Dedim ya kendine dürüst olmak: zihnime, duygularıma ve deneyimlerime derinden bakabilme cesareti ve azmiymiş!

“Bundan sonrası çok daha iyi olacak!” diye yazmışım! Evet, gerçekten de öyle! Oldu! …………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

Duyguluyum, daha fazla yazamıyorum! Ağlamak, şimdi…. en huzur verici kumsaldan bile daha huzurlu…. Ağlamak… hem üzüntü hem mutlulukla…. Başarmışım, neler yapmışım diyerek… Ağlamak…. İnsanca!

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Kategoriler

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Günün Sözü

“Hayatının, yalnız sana ait olduğuna karar verdiğin gün senin dönüm noktandır. Özürler ya da bahaneler olmadan, dayanacak, güvenecek veya suçlayacak başka kimse de aramadan. Bu armağan senindir. Bu harika bir yolculuk ve onun kalitesinden sorumlu olan da sadece sensin.

İşte hayatın gerçekte o gün başlar.” - Bob Moawad


"Uzak ve imkansız gözüken bir şey, bir anda yakın ve mümkün olabilir" Tolstoy

Facebook Beğen

Share to Facebook Share to Twitter Stumble It Daha Fazla...

Ne Yapmalı?

Hürriyet

Bana Dair

"Hayat benim için bir mum değil. O, benim için sonraki nesillere devretmeden önce mümkün olduğu kadar parlak bir şekilde yakmak istediğim görkemli bir meşaledir!"
G.B. Shaw
Bana dair tek söyleyebileceğim şey "Evren Üniversitesi, Dünya Fakültesi, İnsan Olma Bölümünde halen öğrenci olduğum...
Ve en büyük isteğim: "Sevgi sarsın insanlığı!"

© 2010 Sen Ne İstiyorsun Betül? Design by Dzignine
In Collaboration with Edde SandsPingLebanese Girls