“İstemek insanın canını yakar!”…..
Mis gibi çay
kokusu sarmış evi, kalemim yazıyor yine, dalmışım…. derinlere… Öyle bir noktaya geldim ki yazarken,
yazmaktan korktum! Yazacaklarımdan!
Ben hazır mıyım
ne istediğimi bilmeye, öğrenmeye? Offf,
ki ne offfff… Sıkıldım… Kafam dağılsın istedim, arkama yaslandım, bir yudum çay
içtim pembe çiçekli fincanımdan…
Saçım başım dağılmış, parmaklarım kalemin şeklini
almış adeta…kolum ağrımış yazmaktan… Beynim zonkluyor! Hazır mıyım? Sorusu ağır
geldi. İstemek ve hazır olmak ne demek? diye mırıldandım.. Etrafta biri görse bu kadın deli mi ne , kendi kendine konuşuyor diyecek!
Evet ya….
istediklerini bilmek için insanın hazır olması (mı) gerekiyor?
Oturuyorum!
Öylece….. Ne kadar bilmiyorum! Sonra gözüme takılan masamın üzerindeki onlarca kitaptan
biri! Can sıkıntısıyla açtığım bir sayfa… Karşıma çıkan cümle… inanamıyorum, karşıma çıkan sayfaya ve okuduklarıma..... inananamayacaksınız!
Açtığım sayfada ilk okuduğum cümle:
“İstemek insanın
canını yakar!”…..
Gerçekten içim sızladı o an! Kalbimde bi şeylerin aktığını hissettim! Meraklandım daha da...
Konu başlığına
baktım. Konu: İstemek! Yok artık dedim! Tesadüf mü bu gene! Kuantum denen şey
bu galiba… Sorunca cevap bu kadar çabuk mu geliyor? Şaşkınım. Ya da bu ne?
Okumaya başladım merakla… Kısaca size de özetleyeyim.
İstemek
kelimesinin iki anlamı varmış. Bunlardan biri arzulamak, diğeri ise bir şeyin
eksik olduğu durummuş. Yani;
1)
Bir
şeyleri arzulamak için istemek
2)
Eksik
olan şeyi tamamlamak için istemek
Eksikliğini
hissettiğimiz şeyi istemek ve istediğimiz şeyi hissetmek! İyi de ne istediğimi
soruyorum ya derken ardından gelenler sanki cevabın devamı gibiydi. Neyi
istiyorsak ve şu anda sahip olmadığının farkına varınca hem istek hem de
eksiklik anlamını tecrübe etmekmiş. Yani
bende olmayanın farkına varmak, şu an ki gerçekliğimi tarafsızca ve yargısızca
gözlemek… Kendimi kandırmamak! Bir nevi olduğum yerden gerçekten olmak
istediğim hale gitmek!
Bu, tam olarak
benim duymak istediğim cevap mı? Değil galiba. Ama ”bende olmayanın farkına
varma” kısmı bir çizik attı sanırım içime!
Yine çuf çuf
yaklaşan soru treni.. Her bir vagonda sorular, sorular, sorular......
Neyi arıyorum?
Ne istiyorum?
Bende olmayan ne?
Niye?
…………………………..
"Her şeyin
sizin zihninizde olduğunu, sizin zihinden
öte olduğunuzu ve gerçekten
yalnız başınıza olduğunuzu ne zaman idrak
ederseniz, işte o zaman her
şey sizsiniz." Maharaj
0 yorum:
Yorum Gönder